Daha önceki yazılarımızda, aileyi ayakta tutan iki kutup olan annenin şefkatini ve çocukların geleceği temsil edişini ele aldık. Şimdi sıra, ailenin sarsılmaz direği, yuvanın koruyucusu ve çocukların hayata dair ilk adalet, merhamet ve otorite algısını şekillendiren en önemli figürde: Baba.
Baba, sadece eve maddi kazanç getiren kişi değildir; o, evin manevi rehberidir, ailenin dışa dönük yüzüdür ve çocuklarına Türk-İslam ülküsünün ilkelerini pratikle gösteren canlı bir örnektir. Bir milletin sağlamlığı, o milletin babalarının dürüst, adil ve sorumluluk sahibi duruşuyla doğrudan ilişkilidir. Eğer baba, evinde doğruluğu ve vefayı yaşatıyorsa, o evden yetişecek nesiller de topluma faydalı, onurlu bireyler olacaktır. Baba figürü sarsıldığında, ne yazık ki ailenin bütünü de dengesini kaybeder.
Güçlü Karakterin Kaynağı: Peygamberimizin ve Sahabenin Babalık Örnekleri
Türk-İslam medeniyeti, babalık makamına büyük bir değer atfetmiştir. Bu değerin en yüce örneğini yine Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V.) mübarek hayatında görürüz. O, sadece ümmetin babası değil, aynı zamanda çocuklarına karşı şefkatli, adil ve onlara kıymet veren bir babaydı. Efendimiz (S.A.V.), torunlarını kucağına alır, onları öper, onlarla ilgilenir ve böylece babalığın sadece bir otorite makamı olmadığını, aynı zamanda derin bir sevgi bağı olduğunu göstermiştir.
Dört halife ve büyük sahabelerin yaşantıları da babalık mefhumunun ne kadar kritik olduğunu bizlere gösterir. Hz. Ömer'in adaletini evinde de uygulaması, Hz. Ali'nin ilim ve cesareti evlatlarına miras bırakması gibi... Bu örnekler bize gösterir ki; babalık, emir vermek değil, erdemleri bizzat yaşayarak aktarmaktır. Çocuk, babanın seccadesine duruşundan, komşuya selam verişinden, işinde gösterdiği dürüstlükten ders alır. Baba, çocuğun hayatındaki ilk kahraman, ilk adalet kuralı ve ilk ahlak ölçüsüdür.
Çağın Gölgesi: Sorumluluktan Kaçış ve Dijital Yabancılaşma
Ne yazık ki, günümüzde baba figürü de hızla yozlaştırıcı etkiler altında kalmaktadır. Televizyon dizilerinde, babalar ya otoritesini kaybetmiş, mizahi bir figür olarak ya da aileye yük olan, sorumsuz karakterler olarak sunulmaktadır. Bu yanlış roller, toplumun bilinçaltında babalık makamını değersizleştirmektedir.
Daha büyük bir tehlike ise, internetin ve sosyal medyanın babaları aileden koparmasıdır. Akşam eve gelen bir babanın, yorgunluğunu bahane ederek telefonuna veya televizyon ekranına gömülmesi, çocuklarıyla ve eşiyle nitelikli zaman geçirme imkânını yok etmektedir. Baba, fiziksel olarak evde olsa bile, dijital olarak başka bir dünyada yaşadığında, çocuklar rehberlikten mahrum kalır ve aradaki güven bağı zayıflar. Bu durum, çocuğun aidiyet duygusunu zedeler, onu dış dünyanın tehlikelerine karşı daha savunmasız bırakır ve babanın sunması gereken güven ve istikrar hissini ortadan kaldırır.
Babalar İçin Çözüm ve Yol Haritası
Babalık makamını yeniden güçlendirmek ve Türk-İslam ülküsüne yaraşır nesiller yetiştirmek için babalara büyük görevler düşmektedir.
1. Rehber Olmak: Babalar, çocuklarına sadece maddi imkân değil, aynı zamanda manevi bir miras bırakmalıdır. Birlikte ibadet etmek, tarih sohbetleri yapmak, dürüstlük ve merhamet gibi değerleri bizzat yaşayarak göstermek, en büyük rehberliktir.
2. Sorumluluk Almak: Ev işlerine, çocukların eğitimine ve duygusal gelişimine aktif katılım sağlamak, babanın aile içindeki bağlayıcı rolünü pekiştirir. Babalık, sadece evin dışında değil, evin içinde de sorumluluk almayı gerektirir.
3. Ekranı Kapatmak: Akşamları eve girerken telefonun ve diğer ekranların cazibesini bir kenara bırakıp, çocuklarla göz teması kurarak, dinleyerek ve konuşarak geçirilen nitelikli zaman yaratılmalıdır. Bu, çocuğun babaya olan güvenini ve bağlılığını tazeleyecektir.
4. Güçlü Duruş Sergilemek: Çocuklara karşı aşırı sert ya da aşırı gevşek olmadan, adil, tutarlı ve şefkatli bir otorite sergilemek, onların karakter gelişiminde sağlam bir dayanak noktası oluşturur.
Unutmayalım ki:
Babayı korumak, ailenin adaletini ve otoritesini korumaktır.
Babayı güçlendirmek, Türk-İslam ülküsünün temel değerlerini geleceğe taşımaktır.
Bugün, babaların birer sahabe şuuruyla hareket etmesi, yarınlarımızın güçlü, adil ve imanlı bir toplum olmasının teminatıdır.
Dr. Adem ÖZKAN