Karadeniz müziği denince akla gelen isimlerden biri olan Apolas Lermi, kültürel mirasa duyduğu saygı ve sanata olan bağlılığıyla geniş kitlelerin takdirini kazanmış bir müzisyendir. Trabzon’un serin dağlarından İstanbul’un kalabalık sokaklarına uzanan bu yolculuk, sadece bir sanatçının değil, bir kimliğin hikâyesidir.
Karadeniz’den İstanbul’a uzanan bir çocukluk
1986 yılında Trabzon’un Tonya ilçesinde dünyaya gelen Abdurrahman Lermi, daha çocuk yaşta Karadeniz’in müziğini, horonun ritmini ve kemençenin sızısını içine çekerek büyüdü. Henüz 10 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Bu büyük değişim, ona hem geleneksel kültürünü korumayı hem de şehirli yaşamın içinden yeni yollar üretmeyi öğretti. Lise ve üniversite yıllarında müziğe olan ilgisi daha da arttı. “Apolas” lakabını arkadaş çevresinden aldı ve bu isimle sahneye çıkmaya karar verdi.
Apolas Lermi’nin müzikal yolculuğu nasıl başladı?
2011 yılında çıkardığı ilk albüm “Kalandar” ile sadece Karadeniz’de değil, Türkiye’nin dört bir yanında ses getirdi. Albümdeki şarkılar yalnızca Türkçe değil; Karadeniz Rumcası olan Romeika dilinde de eserler barındırıyordu. Bu tercih, Apolas Lermi’yi sıradan bir Karadeniz sanatçısından ayıran en büyük özelliktir.
Ardından gelen “Santa” ve “Romeika” albümleriyle Apolas Lermi, sadece müzik üretmedi; kültürel mirası canlandırdı. Yüzlerce yıllık dillerin, ezgilerin ve kimliklerin müziğini bugüne taşıdı. Albümlerinde diaspora temasına da yer vererek, Türkiye dışındaki Karadenizlilere de selam gönderdi.
Sanatında etnik miras, dil ve kimlik öne çıkıyor
Apolas Lermi, yalnızca müzikal değil; sosyokültürel bir figür olarak da öne çıkıyor. Şarkılarında Rumca, Türkçe ve Lazca gibi farklı dillerde sözler kullanan sanatçı, Karadeniz’in çok kültürlü yapısını müziğe yansıttı. Müzik kariyeri boyunca kazaziyeden tezhibe, Pontus halk ezgilerinden modern folk tınılarına uzanan bir zenginlik sundu.
Trabzonspor’un resmi marşlarından birini de hazırlayan sanatçı, hem yerel hem de ulusal bağlamda tanınırlığını artırdı. Konserlerinde halkla birebir ilişki kuran yapısı, onu yalnızca dinlenilen değil, hissedilen bir sanatçı haline getirdi.
Apolas Lermi neden farklı?
Apolas Lermi, klasik Karadeniz müziği çizgisinin ötesine geçen bir isim. Sanat hayatında politik mesajlar vermekten kaçınmadan, dil, kimlik ve aidiyet gibi konulara cesaretle değindi. “Diren Karadeniz” gibi projeleriyle sadece eğlendiren değil; düşündüren bir müzik anlayışı benimsedi. Albümleri sadece melodik değil; kültürel bir arşiv niteliği taşıyor.
Ayrıca Romeika şarkıları, uluslararası alanda da dikkat çekti. Birçok yabancı müzik platformunda yer alarak Karadeniz’in evrensel sesini duyurdu. Apolas Lermi, Karadeniz’i sadece haritada değil, müziğin kalbinde de yaşatan bir isim olarak yer edinmiştir.
Apolas Lermi’nin hikâyesi, müziğin yalnızca bir sanat değil; bir kültür taşıyıcısı olduğunun da kanıtıdır. Karadeniz’in gür sesini geleceğe taşımak için çıktığı bu yolda, hem geçmişe hem de bugüne saygı duruşunda bulunuyor. Sen de bu özgün sesin eserlerini dinleyerek kültürel mirasa bir adım daha yaklaşabilirsin.