Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve varlık mücadelesinin simgesi olarak tarihteki yerini aldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Trabzon Şube Başkanı Hacı Arif Atalay’ın da belirttiği gibi, Lozan Antlaşması, Sevr’in reddedilmesi ve ulusal bağımsızlık savaşının zaferle taçlandırılmasıdır. 102 yıl önce imzalanan bu antlaşma, Türkiye’nin uluslararası arenada saygın bir devlet olarak tanınmasını sağladı ve emperyalizme karşı verilen mücadelenin en büyük başarısı olarak kabul edildi.
Atatürk’ün Lozan’a Bakışı ve Emperyalizme Karşı Duruşu
Mustafa Kemal Atatürk, Lozan Antlaşması’nı "benzeri görülmemiş siyasi bir zafer" olarak tanımladı. İsmet İnönü ve diğer Kemalist liderlerin de ifade ettiği üzere, Lozan süreci boyunca emperyalist güçlerin dayatmalarına karşı kararlı bir duruş sergilendi. Antlaşma, sadece siyasi değil ekonomik bağımsızlığın da teminatı oldu. Atatürk’ün "Her fabrika bir kaledir" sözüyle vurguladığı üretim ve kalkınma hamlesi, Lozan ruhunun devam ettirilmesinin somut örneğidir.
Lozan’ın Günümüzdeki Önemi ve Emperyalizme Karşı Uyarılar
ADD Trabzon Şubesi’nin mesajında, Lozan’ın tartışılmasının emperyalizme hizmet etmek anlamına geldiği vurgulandı. 21. yüzyılda bile Batı’nın Lozan karşıtı girişimleri devam ediyor. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi olan bu antlaşma, kanla yazılmış, devredilmez bir belge olarak sonsuza kadar geçerliliğini koruyacak. Türkiye’nin birliği, dirliği ve bağımsızlığı için Lozan’ın önemine sahip çıkmak her vatandaşın görevidir.