A Parti Trabzon İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse, Türkiye’nin tarımsal dış ticaretinin 2013–2025 arasında toplam 7,9 milyar dolarlık açık verdiğini belirterek, sorunların su veya toprak yetersizliğinden değil, yanlış yönetimden kaynaklandığını söyledi. GAP ve Silvan Projesi gibi dev kamu yatırımlarına rağmen tarım sektörünün kendini karşılayamadığını vurgulayan Köse, özellikle Fırat–Dicle Havzası’nın dünyanın en verimli üretim bölgelerinden biri olmasına rağmen dış ticaret dengesinin hâlâ negatif olmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Köse’nin açıklaması, tarım politikalarının yapısal sorunlarını yeniden gündemin merkezine taşıdı.
Dev Yatırımlara Rağmen Tarım Hâlâ Açık Veriyor
GAP’ın 1977’den bu yana Atatürk Barajı başta olmak üzere yüzlerce sulama hattı, enerji tesisi ve tünelle desteklendiğini hatırlatan Köse, “Bugünün parasıyla 100 trilyon lirayı aşan yatırım yapıldı ancak bölgenin tarımsal üretimi beklenen seviyeye çıkmadı” dedi. Devletin, Silvan Barajı gibi dev projelerle bölgeye su ve enerji altyapısı sunmaya devam ettiğini belirterek, “Sorun kaynağın çokluğu değil, kaynağı yönetecek adil ve planlı bir sistemin olmamasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Veriler Çarpıcı: 13 Yılda 7,9 Milyar Dolarlık Açık
Köse, Tarım Bakanlığı ve resmî kayıtlar üzerinden aktardığı verilere dikkat çekti:
2013–2025 arasında tarımsal ithalat, her yıl tarımsal ihracatı geçti ve bölgede toplam 7,9 milyar dolarlık dış ticaret açığı oluştu.
2023 rakamları ise tabloyu daha belirgin hale getirdi:
İhracat: 1,3 milyar dolar
İthalat: 1,6 milyar dolar
Bu verilerin, Türkiye’nin en verimli topraklarında bile tarımın sürdürülebilir bir üretim modeline kavuşamadığını gösterdiğini belirten Köse, “Sorun su değil, sorun toprak değil; sorun yönetim ve örgütlenme biçimidir” ifadelerini kullandı.
“Gerçek Sorun: Yapısal Eşitsizlik ve Dağınık Üretim”
A Parti İl Başkanı Köse, GAP bölgesindeki en büyük problemin, tarımsal kaynakların eşitsiz dağılımı olduğunu belirtti. Bölgedeki verimsiz üretim düzenini şöyle özetledi:
Toprağın %63’ü nüfusun küçük bir bölümünün elinde,
Halkın %81,5’i yalnızca %37’lik arazide üretim yapıyor,
Hanelerin %51’i parçalı ve küçük arazilerle uğraşıyor,
Çiftçilerin %6’sı tamamen topraksız,
Tarımsal gelirin %70’i yalnızca %1,5’lik kesime gidiyor.
Bu düzenin korunmasıyla tarımsal refahın tabana yayılmasının imkânsız olduğunu ifade eden Köse, “Bu coğrafyada sorun bereket değil, bereketi halka ulaştıramayan sistemdedir” dedi.
A Parti’den Çözüm: Birlikte Üretim ve Havza Koordinasyon Modeli
Köse, sorunların ancak köklü bir üretim modeli değişikliğiyle çözülebileceğini belirterek A Parti’nin önerdiği sistemi açıkladı:
1. Binlerce küçük çiftçi kooperatif altında birleşecek.
2. Tohum, gübre, enerji ve su gibi girdiler devlet tarafından karşılanacak.
3. Üretim planlaması kooperatif çatısı altında yapılacak.
4. Mahsulü devlet satın alacak.
Bu model ile parçalı arazilerin verimli şekilde yönetileceğini, küçük çiftçilerin büyük üreticilerle aynı koşullara kavuşacağını ve katma değerli ürünlerle dış ticaret açığının kapanacağını ifade eden Köse, özellikle Antep fıstığı gibi ürünlerde yağ, kaplama, ezme ve endüstriyel üretimin artırılması gerektiğini vurguladı.
“Toprak Bizim, Su Bizim… Ama Model Bize Ait Değilse Refah da Bizim Olmaz”
A Parti İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse, açıklamasını dikkat çeken bir mesajla tamamladı:
“Toprak bizim. Su bizim. Baraj bizim. Ama üretim modeli bize ait değilse refah da milletimize ait olmaz. Bu bereketli topraklar artık milletin sofrasına güç vermeli.”
Önerdikleri modelin tarımsal dış ticaret açığını kapatacağını ve halkın hak ettiği refaha kavuşmasını sağlayacağını söyleyen Köse, toplumu bu dönüşüm için destek olmaya davet etti.
Tarım politikalarıyla ilgili düşüncelerinizi yorumlarda paylaşarak tartışmaya katkı sağlayabilirsiniz.




