Türkiye kamuoyu, son günlerde adı yeniden Gezi Parkı davası ile anılan Tayfun Kahraman’ı konuşuyor. Şehir plancısı, akademisyen ve eski bürokrat olan Kahraman, özellikle 2013 Gezi olaylarında Taksim Dayanışması’nın sözcülerinden biri olarak tanınmıştı. 2022’de aldığı 18 yıl hapis cezası ile gündeme gelen Kahraman hakkında, 31 Temmuz 2025’te Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından “adil yargılanma hakkı ihlali” kararı verildi. Peki Tayfun Kahraman kimdir, kaç yaşındadır, nerelidir ve neden yeniden gündeme geldi?
Tayfun Kahraman’ın Hayatı ve Eğitim Geçmişi
Tayfun Kahraman, 14 Mayıs 1981’de İzmir’de doğdu. Lise öğrenimini İzmir Atatürk Lisesi’nde tamamladı. 2004 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını yine şehir planlama alanında tamamlayan Kahraman, 2017’de İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında doktorasını aldı. Eğitim hayatı boyunca kent planlama, kentsel dönüşüm ve deprem risk yönetimi konularına yoğunlaştı.
Mesleki Kariyeri ve Görevleri
Kahraman, meslek hayatına TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nde başladı.
-
2006-2010: Şube Sekreter Üyesi
-
2010-2019: Şube Başkanı
Ayrıca 2009-2014 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Bölge Kurulu’nda uzman olarak görev yaptı. 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı olarak atandı. Akademik olarak ise Mimar Sinan Üniversitesi’nde şehir planlama alanında dersler verdi.
Neden Gündem Oldu? Gezi Davası ve AYM Kararı
2013’teki Gezi Parkı protestolarında Taksim Dayanışması’nın sözcülerinden biri olan Tayfun Kahraman, dönemin yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Ancak 2022 yılında, “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay da bu kararı onayladı.
31 Temmuz 2025’te ise Anayasa Mahkemesi, Kahraman’ın bireysel başvurusunu değerlendirerek “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” hükmetti. Bu karar, yeniden yargılama sürecinin önünü açarken, davanın geleceği yerel mahkemenin vereceği karara bağlı.