Haber Trabzon - Trabzon Son Dakika İmtiyaz Sahibi Erhan Cebeci yazdı...

Uzun bir aradan sonra televizyon ekranlarında yeniden bir Karadeniz dizisi furyası başladı. “Taşacak Bu Deniz”, hem ismiyle hem de aksiyon dolu hikâyesiyle izleyicinin ilgisini çekmeyi başardı. Karadeniz’i anlatan bir yapım olunca, elbette bizim de iki çift laf etmemiz kaçınılmazdı. Zira bu dizi, bir yandan Trabzon’u tanıtıyor, öte yandan bazı önyargıları da yeniden gündeme taşıyor.

“Esme daa” furyası

Öncelikle dizinin tanıtım fragmanından başlayalım. “Esme, Esme daa!” ve “Koçari geber daa!” replikleri, tanıtımdan beri dillere pelesenk oldu. Ancak bu vurgu, Karadeniz ağzını karikatürize etme tehlikesi taşıyor. Her kelimenin sonuna “daa” ekleyince, sanki tüm Trabzon böyle konuşuyormuş gibi bir algı oluşuyor. Oysa bu dil, Karadeniz’in sadece küçük bir kesitine ait bir söyleyiş biçimi.

Tanıtım fragmanının oluşturduğu bu önyargılar, dizinin başlamasıyla birlikte yavaş yavaş erimeye başladı. Görünen o ki tanıtım, diziden önce çekilmiş. Oyuncular Trabzon’a gelip sahayı tanıyınca rollerine daha iyi uyum sağlamışlar. Bu uyum, bölümler ilerledikçe kendisini daha da belli etti.

Senaryoda eskiye dönüş

Senaryo kurgusuna gelelim… Dizi, iki karşı köyün sakinleri arasındaki bir kan davasını merkezine alıyor. Ancak burada küçük bir not düşelim: Karadeniz’de kan davaları, neredeyse Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte tarihe karıştı. Günümüzde böyle bir vaka duymak mümkün değil.
Anlaşılan senaristimiz, biraz Midyat dizilerinden esinlenmiş; bu kez kan davasını Karadeniz’e ihraç etmiş. Bunu belirtme gereği duyuyoruz çünkü Karadeniz’e hiç uğramamış, Trabzon’u sadece dizilerden tanıyan milyonlarca insan var. Bu insanların, memleketimizi yanlış tanımasını istemeyiz.

Karakterler ve Trabzon dokusu

Karakterler açısından bakıldığında, Adil Koçari tiplemesi Trabzon’un ruhunu iyi yansıtıyor. Fevri, heyecanlı, duygusal ama bir o kadar da içten… Bu yönüyle karakter başarılı bir şekilde oturmuş.
Ancak senaryo gereği silahların sık sık ortaya çıktığını görüyoruz. Oysa Karadeniz insanı, her ne kadar öfkeli görünse de, eline silah almakla değil; sözüyle, duruşuyla mesele çözer. Biz birbirine sık sık silah çeken insanlar değiliz. Karadeniz’de bir silah çıkarsa, o da gerçekten son çaredir.

Eleni karakteri ve ince çizgi

Gelelim en çok tartışılacak noktaya: Annesini aramak için Trabzon’a gelen “Eleni” karakteri…
Açıkçası dizinin bu kısmı, özellikle TRT gibi bir kamu kanalında yayınlandığı düşünülürse, daha hassas ele alınmalıydı. Çünkü tarihsel göndermelerle Karadeniz’e “Pontus” atfı yapılması, istemeden de olsa bazı çevrelere malzeme sunabiliyor. TRT’nin bu konuda daha dikkatli davranması gerekir. Biz Trabzonlular, bu toprakların tarihini de kimliğini de biliyoruz. Kimseye düşmanlık değil, gerçeklik bekliyoruz.

Sürmene’ye düşen görev

Son olarak bir öneriyle bitirelim. Sürmene Belediyesi’ne de burada büyük görev düşüyor. Dizi çekimlerinin yapıldığı alan, doğru değerlendirilirse küçük ama etkili bir turizm destinasyonuna dönüşebilir.
Ekranda gördüğümüz her kareyi, bölge ekonomisine katkıya çevirmek elimizde.