Yeni adli yılın başlangıcında yapılan açıklamada, adaletin yalnızca mahkemelerin değil, toplumun ortak vicdanı olduğuna dikkat çekildi. Savunma makamının baskı altında tutulmasının adil yargılama hakkını zedelediği ifade edilirken, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmamasının yurttaşların hukuka güvenini sarstığı vurgulandı.
Tutuklama Uygulamaları ve Hak İhlalleri
Açıklamada, tutuklamanın bir cezalandırma aracı olarak kullanılmasının hem bireylerin özgürlüğünü hem de toplumsal barışı tehdit ettiği belirtildi. İfade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel özgürlüklerin ihlal edilmesinin, adaletin temelini zayıflattığına işaret edildi.
Baroların Özerkliği ve Mesleki Sorunlar
Baroların bağımsızlığına yönelik müdahalelerin hukukun üstünlüğüne ağır bir saldırı olduğu dile getirildi. Avukatların ekonomik güvenceden yoksun bırakılmasının savunmayı işlevsiz hale getirdiği, plansız açılan hukuk fakültelerinin ise mesleğin geleceğini tehdit ettiği ifade edildi.
Yargı Reformu ve Avukatlara Yönelik Düzenlemeler
23 Ocak 2025’te açıklanan Yargı Reformu Stratejisi kapsamında; serbest ve bağlı çalışan avukatların iş güvencesi, stajyer desteği, kamu avukatlarının özlük hakları ve adli yardım ödeneğinin artırılması gibi düzenlemelerin kritik önemde olduğuna dikkat çekildi. Ancak bu hedeflerin hayata geçebilmesi için hukuka güvenin yeniden tesis edilmesinin zorunlu olduğu vurgulandı.
“Yeni Adli Yıl Umut Olsun”
Açıklama, bağımsız yargı ve güçlü savunmanın demokrasinin temeli olduğunun altı çizilerek son buldu. Yeni adli yılın, yalnızca avukat, hakim ve savcıların değil, tüm yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olması gerektiği ifade edildi.