Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yer alan ve 700 yıllık geçmişe sahip Ortamahalle’deki tarihi yapının bahçesinde düzenlenen dans gösterisi, kamuoyunda infiale neden oldu. Uzun yıllar kilise olarak hizmet veren, daha sonra ev ve metruk yapı olarak kalan bu tarihi miras, 2020 yılında restore edilerek müzeye dönüştürülmüştü. Ancak bahçesinde mezar ve kemik kalıntıları bulunan yapının kültürel hassasiyet gözetilmeden etkinlik alanı olarak kullanılması, turizmciler ve tarih uzmanları tarafından tepkiyle karşılandı.
Restorasyonun Ardından Tartışmalı Kullanım
Yapının restorasyon süreci, dönemin Belediye Başkanı Şefik Türkmen’in girişimiyle başlatılmış; dönemin Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle müze işlevi kazandırılmıştı. Açıldığı günden bu yana 10.000’e yakın ziyaretçiyi ağırlayan müze, Ortamahalle'nin tanıtımına büyük katkı sağladı. Ancak geçmişte mezarlık alanı olduğu bilinen bahçeye arkeolojik araştırma yapılmadan taş döşenmesi ve sonrasında burada dans etkinliğinin gerçekleştirilmesi, alandaki dini ve kültürel mirasın göz ardı edildiğini ortaya koydu.
Uzmanlar Uyarıyor: Uluslararası Kültürel Değere Sahip
Konuya ilişkin açıklama yapan turizmci Murat Çavga, tarihi yapının mozaik tabanının Ortodoks Hristiyan inancında kutsal kabul edildiğini belirterek, bu alanın yalnızca yerel değil, uluslararası kültürel öneme sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca mezar kalıntıları arasında Osmanlı’ya sığınan Gürcü Prenses Sophia’nın anıt mezarının da bulunduğu belirtilerek, arkeolojik inceleme yapılmadan taş kaplamayla üzerinin örtülmesinin bilimsel ve etik açıdan sorunlu olduğu ifade edildi.
Kamuoyundan Açıklama Bekleniyor
Çavga, yapılan etkinliğin yer, zaman ve içerik açısından yanlış olduğunu belirterek, daha önce Sümela Manastırı’nda düzenlenen diskotek etkinliğini hatırlattı ve benzer bir duyarsızlığın Ortamahalle’de tekrarlandığını söyledi. Etkinliği organize eden Akçaabat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim’den kamu vicdanında oluşan rahatsızlığa yönelik açıklama yapmaları bekleniyor. Ayrıca bundan sonraki organizasyonlarda tarihî, dini ve kültürel hassasiyetlerin göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanıyor.
Tarihi yapıların geleceğe aktarılmasında sorumluluk taşıyan tüm kurumların daha dikkatli davranması gerektiğini düşünüyor musunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.
