Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısının her geçen gün arttığı Türkiye’de, milyonlarca vatandaş kısa yoldan kazanç hayaliyle sanal kumar tuzağına düşüyor. Saadet Partisi Ortahisar İlçe Başkanı Burak Turhan, gençler arasında hızla yayılan bu bağımlılığın sadece bireyleri değil, aileleri ve toplumsal yapıyı da tehdit ettiğini belirtti. Yeşilay’ın Eylül 2025 raporuna göre, Türkiye’de kumara başlama yaşı 15’e kadar düştü ve her 10 kişiden biri hayatında en az bir kez kumar oynadı. Turhan, çözümün denetim, farkındalık ve rehabilitasyon ile mümkün olduğunu vurguladı.
Sanal Kumarın Toplumsal Etkileri
Sanal kumar, yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmıyor; aile içi huzursuzluk, boşanma, depresyon, intihar eğilimi ve borç sarmalı gibi ciddi toplumsal sorunları da beraberinde getiriyor. Pandemi süreciyle birlikte gençler, ekonomik sıkıntı ve işsizlik nedeniyle “kısa yoldan kazanç” hayaline kapılıyor ve sanal kumar ağlarının hedefi hâline geliyor. Bu durum, toplumun ekonomik ve psikolojik yapısına ciddi zarar veriyor.
Veriler Çarpıcı: Kumar Bağımlılığı Artıyor
Yeşilay’ın raporuna göre:
15 yaş üzeri nüfusta kumar oynama oranı %10 seviyesinde.
Her 7 kişiden 2’si kumar bağımlılığı nedeniyle profesyonel yardım başvurusunda bulunuyor.
Ekonomik kriz, özellikle gençleri ve düşük gelirli kesimleri bu tuzağa daha fazla itiyor.
Bu veriler, sanal kumarın sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor.
---
🛡️ Saadet Partisi’nden Öneriler ve Çözüm Yolları
Burak Turhan, sanal kumar bağımlılığını önlemek için dört temel çözüm önerdi:
1. Etkin denetim mekanizmaları kurulmalı, yasa dışı sanal kumar sitelerine karşı dijital güvenlik önlemleri artırılmalı.
2. Reklam ve sosyal medya paylaşımlarında sanal kumarı teşvik eden içeriklere karşı sıkı yaptırımlar uygulanmalı.
3. Eğitim ve farkındalık programları yaygınlaştırılarak gençlere bağımlılığın yıkıcı etkileri anlatılmalı.
4. Aile destek ve rehabilitasyon merkezleri güçlendirilerek kumar mağdurlarına psikolojik ve sosyal destek sağlanmalı.
Turhan, “Gerçek kazanç kumarda değil, emektedir” diyerek gençleri üretime ve eğitime yönlendirmeye çağırdı.