Ortahisar Belediyesi öncülüğünde düzenlenen “Trabzon: Bir Şehir Günleri” etkinliği, ikinci gününde de dikkat çeken içeriklerle devam etti. Ganita ve Faroz gibi Trabzon’un sembol noktalarında düzenlenen programlarda, hem kentin mimari belleği hem de Karadeniz’in ekolojik sorunları ele alındı. Belgesel gösterimleri, çevre söyleşileri ve kültürel sohbetlerle dolu dolu geçen ikinci gün etkinliklerinde, Trabzon’un tarihsel derinliği ve doğayla ilişkisi çok boyutlu şekilde işlendi.
Ganita’da belgesel gösterimleri ve deniz temalı söyleşiler
Etkinliklerin ikinci gününe, Mert Gökalp’in yönettiği “Boğazın Prensi: Lüfer” belgeseli damga vurdu. Belgeselin gösterimi öncesinde konuşan Gökalp, lüferin tükenme riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, sürdürülebilir balıkçılık çağrısında bulundu. Gösterimin ardından Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Özer İskender, Ganita’nın Trabzon’un kültürel hafızasındaki önemini vurguladı.
Gökalp ve gazeteci-yazar Tan Morgül’ün katıldığı “Karadeniz’in Elleri: Denizi Küçük Balıkçı Kurtaracak” söyleşisinde ise endüstriyel balıkçılığın doğaya verdiği zarar ve hamsi gibi yerel türlerin geleceği tartışıldı. Konuşmacılar, küçük balıkçıların kooperatifleşme yoluyla korunması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Algan: “Deniz yaşamını yok ediyoruz”
Etkinlikte gerçekleştirilen bir diğer dikkat çekici oturumda, Prof. Dr. Nesrin Algan, “Kara’dan Öte; Karadeniz’in Mavisini Konuşmak” başlıklı söyleşide çevresel tehlikelere dair çarpıcı tespitlerde bulundu. Algan, gezegenin oksijen kaynağı olan denizlerin ciddi tehdit altında olduğunu belirterek, “9 gezegen sınırından 6’sı aşıldı, bu yok oluş demek” ifadesini kullandı. Ukrayna Savaşı’nın Karadeniz kıyıları için nükleer tehlike oluşturduğunu belirten Algan, yerel yönetimlerin elinin kolunun merkezi sistem nedeniyle bağlı olduğunu da dile getirdi.
Kent belleğinde üç bina ve toplumsal hafıza
Ganita’daki etkinliklerin bir diğer önemli ayağı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinin hazırladığı “Kent Belleğinde Üç Bina: Eski Belediye Binası, Suluhan, Eski THY Binası” belgesel gösterimi oldu. Öğretim üyeleri Kıymet Sancar Özyavuz, Özlem Aydın ve Aysun Aydın Sancaroğlu, belgeselin hazırlık sürecinde kentlilerin anlatılarına yer vererek, Trabzon’un mimari geçmişine ışık tuttuklarını ifade ettiler. Özlem Aydın, “Bu binalar halkın buluşma noktasıydı, bu yüzden kültürel mirasımızı belgelerken halk hafızasına kulak verdik” dedi.
Faroz’da denizle iç içe söyleşi: ‘Kesme’ geleneği anlatıldı
Etkinliğin ikinci günü, Faroz Balıkçı Barınağı’nda düzenlenen “Faroz Balıkçıları ve Faroz Kesmesi” söyleşisiyle sona erdi. Trabzon Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferdi Sakallıoğlu’nun yönettiği oturumda, bölgedeki kıyı balıkçılığının karşı karşıya olduğu sorunlar gündeme getirildi. Konuşmacılar, özellikle Beşirli’deki dolgu çalışmalarının balıkçılık faaliyetlerini ciddi şekilde etkilediğini vurguladı. Faroz’un eski muhtarı Filiz Hardaloğlu ise mahallenin denizle olan tarihsel bağını ve kültürel dokusunu anlattı.
Şehrin kültürel kodlarını yeniden canlandıran bu etkinlikleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşarak tartışmaya katkı sunabilirsiniz.
