Erdal Akyol, Kaos, bilim kurgu, hayatta kalma, dram, korku, gerilim dizisini yazdı.
Dizinin İlk sezonunu kısaca hatırlayalım.
Hayatta tek başına kalan Joe (Pedro Pascal) ve 14 yaşında bir kız olan Ellie'nin (Bella Ramsey) hikayesi konu ediliyordu. Ellie, tüm insanlığı yok eden mantar türevli salgına karşı bağışıklığı olan genleri sayesinde insanlığın kurtulması adına tek çareydi. Joel, Ellie'yi sağ salim bilim insanlarına teslim etmeliydi. Uzun bir yolculuktan sonra hastaneye ulaşmışlardı ama bilim insanlarının elinde Ellie'nin sağ kalıp kalmayacağı belli değildi. Bu yüzden Joel karar değiştirmiş, insanlığı kurtarmak yerine laboratuvarı basmış, yirmiye yakın insanı katletmiş ve Ellie'yi kurtarmıştı. Birlikte kaçmış, Joel’in kardeşinin de içinde bulunduğu Wyoming’deki güvenli bir yerleşim bölgesine doğru yola çıkmış, hedeflerine varmışlardı. İkinci sezon, yukarıda bahsettiğim kurtarma operasyonu sırasında Joel’in öldürdüğü cerrahın kızı Abby (Kaitlyn Dever) ve arkadaşlarının intikam yemini ile başlıyor. Sonra jenerik ve “Beş Yıl Sonra” yazısı… Ellie artık 19 yaşındadır. Ergenlikten level atlamış olması gerekir ama senaristler ergen muhabbetine bayıldıkları için bizi baymaya devam ederler. Hem de sezon sonuna kadar!.. Spoiler vermekten kaçındığım için ilkinden daha hareketli, daha ağır dram sahneleri ve kuşkusuz LGBTİ* güzellemeleri olan bir dizinin sizi beklediğini söylemekle yetineceğim.
IMDb’nin 8.6’sına, Rotten Tomatoes’un 94’üne bakıp “Üff, süper bişii, hemen izliim!” derseniz, eğer oyunundan bihaberseniz ve birinci sezonunu da izlememişseniz diziyi henüz başlarında terk edebilirsiniz.
Ben n’aptım?
Oyunu zaten biliyordum, ilk sezonunu da izlemiştim. Dolayısıyla hayal kırıklığına uğramadım. İlk sezonda göreceğimi görmüş, ikincisine bağışıklıkla başlamıştım.
Peki, izledim mi?
Kuşkusuz evet!
Hem de başrol oyuncusu Bella Ramsey’e rağmen. Sezonun tüm bölümlerinde, baştan sona, neredeyse her karede…
Hadi onu da geçtim, ilk sezonun üçüncü bölümünde, neredeyse baştan sonra iki erkeğin aşkını izletmişlerdi.
Bu sezon değişiklik yapmış, iki kızın aşkını bütün bölümlere yaymışlar. Pozitif ayırımcılık her yerde. Dayanılır gibi değil artık.
Hayır, bari gözümüze sokmasalar…
Oyunculuklar üst düzey, ona lafım yok.
Pedro Pascal’ı da aynen Bella Ramsey gibi GOT’un dördüncü sezonunda (2014) Oberyn Martell karakteriyle tanımıştım. Çok da beğenmiştim. Narcos’daki dedektif Javier Peña rolüyle de (2015 -17) gönlümde inşa ettiği tahta kurulmuştu. Şimdi ise iki sezondur dizide ana karakter Joel Miller olarak arzıendam ediyor.
Tanıdık birkaç yüz daha var.
Bunlardan birisi Jeffrey Wright. Öncesinde, Quantum of Solace ve No Time to Die gibi Bond filmleri başta olmak üzere birçoğunda izlemiş olsam da tam olarak Westworld’ün Bernard Lowe’u olarak bende iz bıraktı. Öyle ki, American Fiction’daki Thelonious 'Monk' Ellison rolüyle 96. Akademi Ödülleri'nde (2024) En İyi Erkek Oyuncu dalındaki ödülü ıskalamasına üzüldüm.
Bu dizide sağlam bir geçmişe sahip eski asker Isaac Dixon rolünü başarıyla canlandırıyor.
Üçüncü sezonda ana karakterlerden biri olarak izleyeceğimizden emin olduğum Kaitlyn Dever’ı Unbelievable (2019) dizisinden ve henüz belleğimizde taze sayılabilecek No One Will Save You filminden anımsayacaksınız. Dizide Abby Anderson rolünde. Joel’in Ellie’yi kurtarırken öldürdüğü, ameliyatı yapacak olan cerrahın kızı. Babasının intikamını almak için Joel’in peşine düşüyor.
Sicario’nun ikinci filmi Day of the Soldado’da, Benicio Del Toro ve Josh Brolin gibi devlerin arasında Isabela Moner karakteriyle yeteneğini sergileyen Isabela Merced’i geçtiğimiz yılda Alien serisinin sonuncusu Romulus’da da izlemiştik. Her yeni projede üstüne koyarak basamakları tırmanan Isabela, dizide Dina rolüyle forvet arkası oynuyor. Ufacık tefecik, içi dolu fettancık.
Ne yalan söyleyeyim, Bella’ya da beş basar. İyi ki de var, olmasaydı tüm sezon gözümüz güzel insan görmeden bitecekti.
The Last of Us yapımcıları, birçoğu gibi eskimeyen sanatçılara vefasını göstermiş, Joe Pantoliano ve Catherine O'Hara’ya kadroda yer vermiş. Üstelik O’Hara’nın rolü de bi kaç replikle sınırlı değil.
Bu kadirşinaslık alkışı hak ediyor…
Ayrıca, giriş (Jenerik), müzik (Soundtrack), kurgu, renklendirme (ambiyans), kostüm, müzik, ayrıntılar, vb. güzel. Üçüncü sezona da kapıyı aralamışlar.
Amerikan yapımlarının belli kalıpları ve formülleri var. İbreyle oynamak veya mutlaka servise saçmalık serpiştirmeleri gerekiyor.
Bu sezon da nasibini almış.
Yazdığım gibi, Bella Ramsey’e rağmen izledim. İki gecede temiz. Tavsiye mi? Siz bilirsiniz. Seyredecek olanlara iyi seyirler diliyorum.
Ha, bi de, küçük çocuklarınızla birlikte izlemeyin. Ergenlere karışmam, onu da siz bileceksiniz.